“Ülker Stadı’nda 3 Haziran 2018’de rekor katılımla gerçekleşen genel kurulda 16 bin 92 oy almıştı yeni başkan Ali Koç. Koltuğunu kaybetmesi neredeyse kesin olan görevdeki başkan Aziz Yıldırım’a ise 4 bin 644 kişi oy vermişti. Aradaki fark 11 bin 448’di. Koç, Yıldırım’a karşı rekor oy ve rekor farkla kazanmıştı. Ülker Stadı, “Ali Koç başkan, Fenerbahçe şampiyon” tezahüratlarıyla inliyordu…
“Topunuz gelin” diyerek hem Aziz Yıldırım’a hem de tüm rakiplere meydan okuyan Ali Koç çok mutlu ve gururluydu. Çocukluk hayali gerçek olmuştu…
Sonrası malum… Sonrası hüzün ve keder…
Unuttuk sanmayın, Ali Koç’un ilk yılında Fenerbahçe neredeyse küme düşüyordu. 18 takımlı ligde bitime 4 hafta kala 14. sıradaki Fenerbahçe’nin 34, 16. sıradaki Bursaspor’un 30 puanı vardı. Alay konusuydu Fenerbahçe, sakız olmuştu milletin diline…
Fenerbahçe, Ali Koç’un ikinci yılında ciddi bir gelişme gösterdi ve sezonu 7. sırada bitirdi! Milyon eurolar yine sokağa atılmış, yine alay konusu olmuştu sarı-lacivertliler…
Fenerbahçe, Ali Koç’un 3. yılını üçüncü sırada bitirdi. Koç’un 4. sezonu ikinci basamakta kapatıldı. Ali Koç’un 5. sezonu yine 2. sırada noktalandı. Malumunuz, Ali Koç’un 6. sezonu da bir mucize olmazsa yine 2. sırada kapatılacak.
Ali Koç’un futboldaki ilk ve tek başarısı geçen sezon Jorge Jesus’la kazanılan Ziraat Türkiye Kupası. Gerisi hüzün, gerisi keder ama artık yeter!
Ali Koç 3 Haziran 2018’deki kongrede, “Topunuz gelin” demişti. Gerçekten de yine toplu halde hücum ettiler Fenerbahçe’ye. Detaylara girmenin anlamı yok. Ezeli rakipler ve malum iş birlikçileri hem sahada hem de saha dışında ellerinden gelen her türlü kötülüğü yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar.
Bu gerçeği bir kenara bırakarak devam edelim… Ali Koç’ta miktarı belirsiz finansal güç var, hırs var, başarma arzusu var, ama vizyon hiç yok.
Peki başka ne yok? Sahip olduğu devasa güce ve cesarete rağmen kavga etmeyi hiç bilmiyor. Muhammed Ali kadar güçlü fakat tüy sıklet boksör gibi dövüşüyor.
Ali Koç’un 6 yıldaki teknik direktör seçimleri onun vizyonunun ne kadar aşağıda olduğunu anlatmaya yetiyor aslında.
Koç 6 sezonda Phillip Cocu, Ersun Yanal, Vitor Pereira, Erol Bulut, Emre Belözoğlu, Jorge Jesus ve İsmail Kartal’la çalıştı. Jorge Jesus dışındaki tercihlerinin Fenerbahçe’nin gücü ve hedefleriyle örtüştüğünü kim iddia edebilir? Transferde yapılan onlarca yanlıştan ders çıkaramaması ve bu sezon devre arasında İsmail Kartal’ın sebep olduğu facia tercihlere sessiz kalması nasıl açıklanabilir?
İsmail Kartal, Lincoln ve Crespo’yu gönderip, Zajc ve King’i kadroda tutarken siz bu gezegende değil miydiniz? Stada 25 bin kişi toplayıp, “Ligden çekilmeyi oylayacağız” dediniz, Süper Kupa’ya U-19 takımıyla çıktınız!
İcraatlarınız; ortaya koyduğunuz hedefler ve yarattığınız beklentilerle hiçbir zaman uyumlu olmadı.
Kavgaya tutuştuğunuz hiçbir rakibi deviremediniz. Altı yıl boyunca ya nakavt oldunuz ya da sayıyla kaybettiniz.
Zaten krizde olan Fenerbahçe’yi büyük beklentilerin aksine futbolda “kaybedenler kulübü”ne çevirdiniz.
Bugün Fenerbahçe camiasında Ali Koç’a dair beklentiler dibe vurmuş durumda. Son 6 yılda yapamadıkları bundan sonra yapamayacaklarının garantisi oldu adeta. Girdiği kavgaları kazanamayacağı açıktır. Kaybetmeyi Fenerbahçe’nin geleneği ve kaderi haline getirmiştir ve artık kesin olarak bırakmalıdır.
Ali Koç, 3 Şubat’ta gerçekleşen Yüksek Divan Kurulu toplantısında, “Allah’ın izniyle inşallah haziran ayında yeni bir başkan ve yönetim kurulu olacak. Bu kararımın Fenerbahçe’nin hayrına olduğuna inanın” demişti.
Bu açıklamanın zamanlaması felaketti. Olacak iş değildi. TFF ve Galatasaray bundan daha fazlasını isteyemezdi… Ali Koç adaylık konusunda henüz kesin bir karar vermiş değil ama Yüksek Divan Kurulu’nda ilan ettiği gibi bırakması gerektiğine şahsen yüzde 100 katılıyorum. Tüm iyi niyetine ve 250 milyon doları aşan dev desteğine rağmen Koç’un Fenerbahçe başkanlığı için yeterli olmadığına inanıyorum.
Sadettin Saran’ı bilmem ama Aziz Yıldırım’ın bu ortamda büyük olasılıkla aday olacağını düşünüyorum. Ali Koç aday olsun veya olmasın Yıldırım seçime girer ve kazanır diye hesaplıyorum…”